ÇOCUĞUN DOĞASINA MÜDAHALE

İnsan doğduğunda, yani “beyaz sayfa” iken her şey genelde iyidir. Ancak insan hiçbir şeyin ilk organize olmuş hâlinde kalmasına izin vermez. En vahşi yırtıcılığı ile onun olduğu gibi kendi doğasında kalmasına imkan tanımaz. Ne yapar, tabii ki sürekli değiştirir. Bu değişim yani doğal olana müdahale ve şekillendirme üzerine gösterilen çaba sonucu iyiyi kötüye dönüştürme macerası başlar. Doğayı nasıl olduğu gibi bırakmıyor ve ona şefkatle sahip çıkmıyorsak biricik insan yavrusunu da kendi sıradanlığının muhteşemliğine bırakmıyoruz.

Bebek en nihayetinde şefkate, beslenmeye ve korunmaya ihtiyaç duyarak dünyaya geliyor. Ancak toplumun ve öncelikli olarak ebeveynlerinin aşırı terbiye ya da eğitme çabalarının arasında kendi ilkbaharını oluşturmaya ve ilerlemeye çaba gösterir. Bu durumda zorla oluşturulan kişilik yapılanması ya da travmalarla örselenen ruh nasıl çiçeklerini büyütür ilkbaharında…

Peki, çocuğu kendisi için mi eğitmeli, toplum için mi? Başkaları için eğittiğin çocuk, toplumla kendi içsel yapısı arasında uyumu yakalayabilir mi? Sadece kendisi için eğitilene ise toplum ne cezalar biçer sorusu da ardından gelmiyor değil.

Doğumla birlikte ortaya çıkan onun doğumundan yüzyıllar önceden getirdiği aktarımların birleşimidir. Ancak yaşamak için yine de öğrenmeye ihtiyacımız olduğu kesindir. Önce ebeveyn sonra eğitim kurumları en nihayetinde toplumsal yapılar arasından ortaya bir yön çıkıyor. Peki bu içinizin gösterdiğinin aksine bir yön ise ne olacak; çatışma, mutsuzluk, bağımlılık, olmamışlık vb.

Sanırım biz ona sadece “insan” olmayı öğretmeliyiz. O doğası gereği hangi yola gidecekse oraya gitmeli. Yalnız toplumsal yapı ve içindeki birey onun kendi doğasını yaşamasına izin vermeli. Bunu yaparken de şunları düşünmelidir.

  • Ya kötü ol der ya da kötüden kaç demek yerine Onunla baş etmeyi öğren demeli.
  • Onu aşırı koruyup ya da ihmal etme yerine kendisini korumayı öğretmeli.
  • Fanatik olma, tek bir öğreti ile büyümeye zorlama yerine tüm yaşamı ve insanları bir arada tutan farklı öğretileri benimsetmeli.
  • Kollarıyla onu çok sarmalama ya da öldürme yerine kolları onu ileriye taşımak için kullanmalı
  • Yaşamın içindeki her şeyle tanıştırmaktan korkmak yerine tüm duygulara ihtiyacımız vardır hayatı yordamak için demeli


Neticede deneyimler yaş almakla oluşmaz ne kadar çok durumla karşılaşıp ne kadar çok farklı duygu hissetmiş olduğuyla tanımlanır.

Uzm. Psk. Seyhan Çelikkıran