
Çocuklarınızın kızgınlıklarına, öfkelerine, hayallerine, itirazlarına, yoğun şefkat arayışlarına saygı duyun. Bilin ki, büyümek her duyguyu deneyim etmekten geçiyor.
Çocuğu susturmak ya da oyalamak için televizyon karşında bırakmayın. Oradaki görselleri hızlıca takip ederken beyin kendini hızlı hareket etmeye zorlar, bu da zamanla hareketlere yönlenir ve karşınıza hiperaktif özellikler gösteren çocuk çıkar. İlk üç yıla dikkat.
Ailenizde kurallar, sınırlar ve çözüm yolları kesin olarak belirlenip hep tutarlı ve kararlı bir şekilde uygulanmalıdır. Aslında çocuklar bilinenin aksine sınırları belli ortam ve tutumlarda kendini daha güvende hisseder ve huzurlu olur.
Çocuklar yoğun duygular (öfke, hayal kırıklığı vb.) ortasındayken sizi dinlemezler. Öğüt, avuntu yahut yapıcı eleştiriler istemezler. Sadece onları anlamış olmalarını isterler. Davranışlarının ve söylemlerinin ardındaki duyguya odaklanın.
Bebekler doğumla birlikte göbek bağının kesilmesiyle anneden ayrılmaz (bu sadece biyolojiktir). Ruhsal bağ ile birlikte özellikle ilk yıl annenin yaşadığı duyguları kendi bedenindehissederler. Annenin ruhsal sıkıntısı kaygısı vs arttıkça bebeğin de huzursuzlandığını gözlemlersiniz. Kısaca, huzurlu anne huzurlu bebek.
Çocuklarınızın oyunlarını gözlemleyin. Çünkü duyduğu, gördüğü, hissettiği ve öğrendiği her şeyi oyunlarına katarlar. Bu gözlem hem çocuğunuzun her gün değişen duygu, ilgi ve bilgisini görmenizi sağlar hem de çocuğunuzla iletişiminizi olumlu etkiler.